Bahçeşehir Uğur Eğitim Kurumları’nın Yönetim Kurulu Başkanı Enver Yücel Hürriyet Gazetesi’nden Nuran Çakmakçı‘ya röportaj verdi. “En büyük hayalim, Türkiye’nin eğitimde dünya markasını yaratmak” diyen Yücel, geleceğin en büyük sektörünün eğitim olacağını belirtiyor. Yücel, eğitimde en önemli sorunlardan birinin de liderlik yani nitelikli müdür eksikliği olduğunun altını çiziyor.
Eğitimin geleceğini nasıl görüyorsunuz?
– Dünyanın geleceğinin eğitimde olduğunu düşünüyorum. Öğretmen adayları veya eğitim alanında çalışmayı düşünen gençler için gelecek on yılda kuşkusuz en önemli ve büyük sektör eğitim olacak. Ülkelerin geleceğinde eğitimin önemi her geçen gün daha da fazla artacak. Gençlere kendileri, ülkeleri ve dünyanın geleceği için eğitim alanını tercih etmelerini öneririm. Bu arada da öğrenimleri boyunca sadece üniversitede kampüslerine takılıp kalmayıp, dünyayı görüp araştırıp, küresel vatandaş olarak kendilerini yetiştirsinler. Eğitimde kalite, yatırım ve olanaklar da artacak. Finlandiya eğitimde dünyanın en fazla konuştuğu ve örnek aldığı bir ülke, Finlandiya’nın olanaklarını düşünün bugün neyse, oradaki eğitimci ve öğretmenlerin maddi manevi olanakları ne ise, çok yakın gelecekte bütün dünya böyle olacak. Yani eğitim kalitesi ve olanakları çok yakın gelecekte daha da iyiye gidecek. Türkiye’de de eğitim fakülteleri ve öğretmen adayları bu sektörün geleceğine inanmalı ve bu sektöre dahil olarak eğitimin gelişimine katkı sunmalı.
HERKESE DANIŞIRIM AMA BİLDİĞİMDEN VAZGEÇMEM
En büyük başarınız nedir?
– Çok hızlı karar veririr ve verdiğim kararın arkasında dururum. Hızlı karar vermek ve kararın arkasında durmak benim en önemli özelliğim diyebilirim. Ama herkese danışırım, bildiğim, aklıma koyduğum şeyden de vazgeçmem, onun arkasında dururum. Ülkemize yaptığım her yatırımda, dünyayı görmek, araştırmak ve yeniliklerin kokusunu almak yatıyor. Ben bugünün eğitim anlayışı ile iş yapmıyorum, kendime “gelecekte eğitim ne olmalıdır?” diye sorarak ve düşünerek iş yapıyorum.
Pişmanlık duyar mısınız?
– Kararlarımdan pişmanlık duymam ama istemediğim bir sonuç olursa ondan ders çıkarırım. Bütün arkadaşlarıma, çalışanlarıma “yanlış yapmaktan korkmayın” derim. Mutlaka yanlış yapabilirsiniz, ben dahil yapabiliyorum, yanlış yapan insan iş yapmış demektir. Çalışanlarıma “yanlışlık yapın ama yeter ki yanlış yapma alışkanlığınız olmasın” derim. Önemli bir başarısızlığımı hatırlamıyorum. Mevcut işlerim sürerken aldığım kararlarda çok minik yanlışlık, başarısızlık olmuştur. Ama bunlar beni sarsacak boyutta olmadı. Çok önemli ve büyük kararlar alırken önce küçük ölçekte denerim eğer iyi sonuç alırsam büyük ölçekte uygularım. Küçük ölçekte denediğimde bir hata payı oluyorsa durur ve tekrar değerlendiririm.
Eğitim yatırımlarınız dışında başka çalışmalarınız var mı?
– Bu sektöre girdiğimden bu yana sadece eğitimle alanında çalışmalar yapıyorum. Benim işim eğitim. Gücümü eğitimin daha kaliteli ve iyi olması için harcamayı tercih ediyorum. Çünkü ülkemizin ve insanlığın geleceğinin kaliteli bir eğitimden geçtiğine inanıyorum. Eğitim; önemli bir sektör, eğitimi iyi yapamazsanız iyi ekonomiden söz edemezsiniz. Bu açıdan bakarsak eğitimi insanlığın gelişimini ve ekonomisini düzenleyen temel lokomotif olarak görmemiz gerektiğine inanıyorum.
HER YIL BİR AY FARKLI BİR ÜLKEDE OKUL GEZİYORUM
Eğitimi daha iyi nasıl geliştirebiliriz sorusu aklımda bütün dünyayı gezip araştırmaya çalışıyorum. Afrika hariç, sanırım 50’ye yakın ülkede binlerce okul gezdim. Bunların çoğu gelişmiş ülke. Özellikle Amerika’yı çok iyi biliyorum. Her yıl bir ayımı görmediğim okullara ayırıp, geziyorum. Özellikle Amerika’yı düşündüğümde Türkiye eğitim gündemi açısından çok sığ, biz sadece okul, sınav ve not konuşuyoruz. Ülkemizin bu şekilde eğitimde gelişmesi veya çocuklarımızın iyi yetişmesi, üretken mezunlar olması çok zor. Sınavlar tabii ki olacak, ama amaç sadece sınav olmamalı. Eğitimin paradigmaları değişti, değişmeli de zaten. Artık okul öncesinden itibaren öğrencilerimize nasıl bir eğitim verebileceğimizi konuşmalıyız. Müfredatlarımızı yeniden gözden geçirerek bu yeni bakış açısına göre bir yapı oluşturmalıyız. Eğitim reformu denince aklımıza maalesef; öğrencilerin hangi okula gideceği, sınav sistemleri geliyor. Eğitimin içeriği ve öğretim metodunun ne olacağını ve nasıl çocuklar yetiştirmemiz gerektiğini düşünmeliyiz. Türkiye’nin stratejik gücü artık gençliği ve çocuklarıdır. O gençliği çok iyi eğitmeli ve beşeri sermayesini güçlendirmeliyiz.
EĞİTİM FAKÜLTELERİ YENİDEN DÜZENLENMELİ
Dünyada son yıllarda STEM adını verdiğimiz bir eğitim akımı var. Aslında STEM Türkiye’nin çok önce keşfettiği ve uyguladığı bir model. Köy Enstitülerinde uygulanan “yaparak yaşayarak öğrenme”
STEM temelli bir yaklaşımdı ve yaklaşık yirmi yıl uygulandı. Ama bugün Amerika başta olmak üzere eğitimde gelişmiş ülkeler STEM’i eğitimin ana uygulaması haline getirmiş durumda. Öğretmenler STEM ve içeriğindeki kavramları öğrencilere öğretmek için farklı uygulamalar, ödevler ve projeler
geliştirmek durumunda. Amerika’nın en güçlü üniversiteleri, öğrencilerini seçerken lisede yaptığı projelere bakıyor, üretkenliğini sorguluyor. Sınav skoru ile ilgilenmiyor ya da çok az değerlendirmeye katıyor. Bizde eğitimde fiziksel ihtiyaçlar hemen hemen kalmadı. Şimdi eğitimin içeriğine yoğunlaşmalıyız. Sınıfa giren öğretmen yeterli değilse, başaramazsınız. Eğitim sisteminin birinci önceliği öğretmendir. Eğitim fakülteleri yeniden düzenlenmeli. Öğretmen yetiştirme de rekabete açık olmalı. Farklı öğretmen yetiştirme modelleri olmalı, çeşitliliği artırmalı. Öğretmen adayları yaşayarak yaparak öğrenmeli.
EĞİTİM ÜRETEN SEKTÖR PARA DA KAZANILIR
Eğitim üreten bir sektör ve tabi ki eğitimden para kazanılabilir. Bu sektörün yatırım ve sonuç açısından diğer sektörlere pek benzemediğini ifade etmek gerekiyor. Bu alanın bir maliyeti ve ekonomisi var. Kamu kaynaklarının kullanan devlet üniversitesi veya devlet okulunun da bir ekonomisi var. Eğer o ekonomi göz ardı edilerek kamu okullarında eğitim yapılıyorsa o eğitimin kaliteli olma şansı yok. Eğitimin sadece devlet eliyle yapılmasını çok doğru bulmuyorum. Eğitim rekabete açılmalı, rekabetin olduğu yerde kalite olur. Bu da eğitimde kalite ve başarı getirir. Devletin rolü kesinlikle çok önemli. Ancak, o rol; denetleme, akredite etme, gözetleme ve kalite süreçleri geliştirmedir. Kalite ve başarı arıyorsak eğitimi rekabete açmalıyız. Ülkemizde eğitimde rekabet sadece özel sektörde oluyor, oysa bu sürece devlet kurumları da dahil olmalı.
EN ÖNEMLİ DERDİMİZ EĞİTİMDE LİDERLİK YAPACAK İNSAN EKSİKLİĞİ
En önemli sorunlarımızdan biride eğitimde liderlik. Eğitim yönetiminde sorun var. Eğer okul müdürünüz etkin ve güçlü ise o okulda sıkıntı yaşamıyorsunuz. Türkiye’de 38 bin okul var. 38 bin tane iyi müdür bulun, iyi müdür yetiştirin her sorununuzu önemli oranda halletmiş olursunuz. 200’e yakın okulumuz var, sıkıntı yaşanan yerlere bakınca okulun yönetiminde sorun olduğunu görüyorum.
BEN GELECEĞİ İNŞA EDİYORUM
Samimi, şeffaf ve vicdanlı bir insanım. Benim derdim iyiyibulmak ve ülkem için iyi yapmak. Okulum nerede olursa olsun, oradaki öğrenci benim çocuğumdur. Ben ona elimden gelen en iyi eğitimi nasıl verebilirim diye düşünürüm. Öncelikle yaptığım işten mutlu olmam lazım. 200 okulum var. Doğu batı, kuzey güney her noktaya dokunuyorum. Şu anda 150- 200 bin öğrenciye hizmet veriyorum, her noktada varım ve buralarda eğitim öğretim kalitesini takip ediyorum. O zaman ülkeye yararlı ve faydalı olabiliyorum. Benim derdim ülkeye kalıcı eser bırakmak. Yaptığımız işten daha güzel, daha büyük, daha güçlü bir iş yok. Ben geleceği inşa ediyorum. En iyi yaptığım şey fen ve teknoloji liselerini bu ülkeye kazandırmak. Şimdi sayıları 13 oldu.
KİMDİR?
Haydarpaşa Lisesi’nin ardından İstanbul Atatürk Eğitim Enstitüsü Matematik Bölümü’nü bitirdi. Uğur Okulları, Uğur Yayınları, Uğur Kariyer Merkezi, Bahçeşehir Kolejleri, Bahçeşehir Kolejleri Fen ve Teknoloji Lisesi, Uğur Hazırlık Liseleri ile BAU Global şemsiyesi altında; Bahçeşehir Üniversitesi, BAU International University Washington DC, BAU International University Berlin, BAU International Tıp Üniversitesi Batum, kuruluş aşamasında olan BAU Kıbrıs Bahçeşehir Üniversitesi, Mentora Dil Okulları, CES Toronto dil okulları ve IAR Roma’yı bünyesinde barındıran, 150 binden fazla öğrenciye eğitim veren Bahçeşehir Uğur Eğitim Kurumları’nın temeli 1974 yılında İstanbul Laleli’de üç sınıflı bir dershanede atıldı. Uğur Eğitim Kurumları’nın Türkiye’ye yayılmış 100’den fazla okulu bulunuyor.
Bahçeşehir Üniversitesi (BAU) Mütevelli Heyeti Başkanı, Bahçeşehir Uğur Eğitim Kurumları (BUEK) Yönetim Kurulu Başkanı Enver Yücel, tek eğitimci olarak Türkiye’dek... Read more
8 yıl önce kurulan Berlin International Üniversitesi’nde bu yıl altıncı kez mezuniyet heyecanı yaşandı. Alman Eğitim Senatosu’ndan alınan akreditasyonlarla 97 farklı... Read more
Huawei’in her yıl düzenlediği uluslararası etkinliklerden biri olan “Huawei Connect”, bu sene 17 Ekim tarihinde Paris’te gerçekleşti. ‘Unleash Digital’ temasıyla d... Read more
Tüm hayatını eğitime adayan Enver Yücel, 1974 yılından bu yana başta Türkiye olmak üzere dünyanın pek çok ülkesinden öğrenciye eğitim hizmeti sundu. Eğitimi dünyanın çözülmesi gereken en önemli problemi olarak gören Yücel, bu amaçla eğitim alanını bir sosyal sorumluluk alanı olarak tanımlıyor.